Kısa Tarihçe

Galata Kulesi İstanbul’un Avrupa yakasında Beyoğlu Şişhane semtindedir. Heybetli gövdesi Eminönü Karaköy, Kadıköy ve Üsküdar’dan görünmektedir.

Galata Kulesi 528 yılında, Bizans İmparatoru Anastasius tarafından bir fener kulesi olarak inşa ettirilen, dünyanın en eski kulelerinden birisidir. Günümüzdeki kuleyi 1349 yılında Cenevizliler yeniden inşa eder. Tarihi boyunca birçok farklı amaçla kullanılan kule, Sultan III. Murat döneminde rasathane olarak hizmet verir. Galata Kulesi bugünkü görünümüne 1967’de tamamlanan son onarımla kavuşur. Bu kısa tarihsel bilgilerden sonra dokunsal algınız ve sesli betimleme ile Galata Kulesine bir yolculuğa çıkabiliriz.

Galata Kulesi 67 metre yüksekliğinde, 16,5 metre çapında silindir biçiminde bir yapıdır. Denebilir ki boyu 1metre 70 santimetre olan 40 kişiyle bir insan kulesi oluşturulduğunda, en üstteki kişi kulenin tepesine dokunabilir. Yine 1 metre 70 santimetre boyunda 30 kişi, el ele tutuşarak bir daire oluşturduğunda, kuleyi saran bir çember yaratabilir. Duvarlarının kalınlığı, temelde 3,75 metre, en üst kattaysa 20 cm.dir.

Bu genel bilgilerden sonra kulenin silindir biçimli yapısını algılayabilmek için maketin gövdesine iki elinizle dokunabilirsiniz. Parmaklarınızın altındaki girintili çıkıntılı doku, kulenin işlenmemiş moloz taşından örülen duvarlarını temsil eder.

Girişten başlayarak kuleyi betimlemek gerekirse; Dokunacağınız ilk bölüm yüksek bir girişle kulenin içine girilen dikdörtgen biçimli giriş kapısıdır. Kule, girişten sonra dokuz katlıdır. Elinizi kulenin duvarında, zemininden başlayarak yukarıya doğru hareket ettirdiğinizde kulenin pencerelerinin olduğu kata ulaşırsınız. Bu kat kulenin 7. Katıdır. 7. ve 8. katların her birinde 14 pencere yer alır. Yapının tüm pencereleri yuvarlak kemerli bir karakter taşır.

Elinizi yukarıya doğru hareket ettirmeye devam ettiğinizde kulenin dokuzuncu katına ulaşmış olursunuz. Dokuzuncu kata kadar düz bir şekilde çıkan kulenin, bu katının dış çeperinde bir çıkıntı, cumba bulunur ve çıkıntıdan sonra yuvarlak kemerli kolonların içine yerleştirilmiş büyük pencereler yer alır. Bu kat bugün restoran olarak kullanılmaktadır. Dokuzuncu katın üzerinde seyir terası olarak kullanılmakta olan ve kuleyi çepeçevre saran bir balkon bulunur.

Seyir terasından yukarıya doğru dokunsal keşfinize devam ettiğinizde, çatının kuleye bağlandığı bölümde yer alan 1,5 metre genişliğindeki çıkıntıya sonrasında kulenin çatısına ulaşırsınız. Çatı betondan ve külah biçimindedir. Betonun üzerinde kurşundan bir kaplama bulunur.  Çatının sivrilen üst bölümüne doğru devam edildiğinde dört yanındaki çatı pencerelerine dokunulabilir. Bu çatı pencereleri, çatının yukarıya doğru sivrilmesinden kaynaklı olarak çatı zemininden dışarda yer alırlar. Çatının en üst bölümünde bugün paratoner işlevi gören direk yer alır.