Kısa Tarihçe

Truva, Çanakkale Boğazı'nın Ege denizi çıkışının hemen altında, Çanakkale’ye 30 km mesafede, Homeros tarafından yazılan İlyada destanında bahsedilen Troya Savaşı'nın gerçekleştiği antik kenttir. Troya Savaşı, Akhalılar yani (Yunanlılar) ile Troyalılar yani (Truvalılar) arasında geçer ve 10 yıl sürer.

Truva atı, Akhalıların Truva surlarını aşmak ve şehre gizlice girmek için yaptırdığı tahtadan at maketidir.  Plana göre Akhalılar savaştan çekiliyor gibi gözüküp, geride çok büyük bir tahta at bırakırlar. Planın yürümesi için, görevi tahta atın Truva’nın surlarından içeri girmesini sağlamak olan bir Akhalı askeri, atın yanında bırakırlar. Akhalıların çekildiğini gören Truvalılar, şaşkınlık içinde dev tahta atın yanına giderler.

Yakalanan Akhalı asker, kurban seçildiği için kaçtığını, tahta atın da Tanrıça Athena için yapıldığını söyler. Büyük olmasından dolayı Troyalılar onu içeri alamiycak ve yakıcaklardır. Böylece, Tanrıça Athena'nın öfkesini Troya üzerine çekmiş olacaklardır.

Troyalılar bu sözlere inanır ve Tanrıçaya lütuf olsun diye, tahta atı içeri alırlar. Gece barış kutlamalarından yararlanan, atın içindeki Akhalı savaşçıların kapıları açmasıyla, Truva'nın surlarına yaklaşmış olan Akhalı Ordusu, Truva Şehri’ni ele geçirir.

Truva Atı maketi, dikdörtgen biçimli ve tekerlekli bir kaide üzerinde durur. Bacaklarından kaideye sabitlenmiş olan atın ön ile arka bacakları arasında ve iki arka bacağının ortasında, gövdesine doğru çıkan trabzanlı merdivene dokunabilirsiniz. Bu merdiven, Truva Atını ziyaret eden konukların atın gövdesine çıkabilmeleri için konulmuştur. Bacaklarını inceledikten sonra, yukarıya doğru dokunarak ilerlediğinizde, atın gövdesine ulaşacaksınız. Silindiri andıran gövdenin orta kısmının hem  sağında hem solunda, kare biçimli 5 pencereye dokunabilirsiniz. Yatay olarak sıralı pencereleri atın arka tarafına doğru takip ederek gövdeye silindir biçimli bir yapıyla bağlanan ve sonrasında dik bir açıyla aşağıya doğru çan biçiminde açılan kuyruğa ulaşacaksınız. Dokunsal incelemenizi gövdenin üst bölümüne, atın sırtına doğru ilerlettiğinizde, atın sırtının ortasında, dikdörtgen biçiminde her cephesinde iki penceresi ve çatısı olan bir kulübeye dokunacaksınız. Bu yapının ön bölümünde, atın boynu ve başı yer alır. Kulübenin hemen bitiminden başlayan yele, girintili çıkıntılı bir yapıyla atın kulaklarına kadar ilerler. Yelenin bitiminde, sağda ve solda atın kulaklarına dokunabilirsiniz. Dokunsal incelemenizi bu noktadan aşağıya doğru devam ettirdiğinizde, önce iki tarafta, atın gözlerini simgeleyen yuvarlak çukurlara sora burun deliklerine ve son olarak da ağzına dokunabilirsiniz.